15 Şubat 2012 Çarşamba

Kıtalar Yüzüyor Mu?



Bu ay ogrencilerime doga bilimlerini ogretiyorum. Konumuz yasadigimiz gezegenin olusumu ve gunumuzdeki seklini alana kadar gecirdigi surecler. Bilim kurgu senaryolarini aratmayacak inanilmaz bir hikaye, fakat inanmak durumundayiz; cunku anlatilanlarin hepsi gerceklesti (hala da devam ediyor) ve biliminsanlarinca uzun zamandan beri de teori duzeyinde kabul goruyor.

Bundan 200 kusur milyon yil once -- uzun bir sure ama dunyanin bes milyara yaklasan yasina kiyasla o kadar da uzun degil -- super kita Pangea  parcalara ayrilmaya basladi, ve gunumuzdeki kitalari olusturdu.
30 yil once ortaya atilan ve Levha Tektonigi olarak adlandirilan bu teori, dunyamizin dinamik yapisini cok iyi ortaya koymaktadir. Teori ayrica sismolojiden (deprem bilimi) paleontolojiye (fosil bilimi) kadar bir cok alani birlestirmis ve -- depremler ve yanardaglarin neden dunyanin belli yerlerinde meydana geldigi ya da Alp ve Himalaya gibi devasa sira daglarin olusumu -- gibi bilim insanlarinin yuzyillardir cevap aradigi sorulara aciklamalar getirmekte.
Kitalarin sabit durmadigi, aksine hareket halinde oldugu gorusu 1596 da Hollandali harita yapimcisi Abraham Ortelius`a kadar uzanir. Ortelius, Amerika kitalarinin Avrupa ve Afrikadan, depremler ve sellerle ayrildigini soyler ve fikrini desteklemek icin ekler; "onunuze dunya haritasini koyun ve bu kitalarin sahillerini dikkatle inceleyin".


Bu dusuncenin teoriye donusme sureci ise Alman meteorolojist Alfred Wegener ile baslar. Genc Wegener, 1912 de Kitalarin Ayrilmasi adini verdigi teorisini, iki makale ile bilim dunyasina duyurur. Wegener teorisini; bir yapbozu olusturan herbir parcanin uyumu gibi kitalar arasindaki geometrik benzerligine dayandirir. Bununla beraber farkli kitalarin sahillerine ayni bitki ve hayvan fosillerinin bulunmasi da ilgisini ceker ve bunu teorisine kanit olarak sunar. Hatta ona gore, Afrika ve Guney Amerika sahillerinde bulunan ayni canlilara ait fosiller -- bu hayvanlar ucsuz bucaksiz Atlas Okyanus`unu gecemiyeceklerine gore -- teorisini tamamen ispatlamaktadir.


Bazi kitalardaki dramatik iklim degisiklikleri de teorisini destekler nitelikte. Ornegin su an buzullarla kapli Antartikada bulunan tropikal bitki fosilleri -- komur rezervleri formunda--, bir zamanlar kitanin ekvatora daha yakin ve tropikal bir iklime sahip oldugunu gosteriyor. Cunku bu bitkiler ancak daha iliman bir iklimde ve bataklik icinde gelisebildikleri icin, kitanin su anki yerine ulasmadan once ekvatorun yakininda bulunmus olmasi gerekir.

Bu guclu argumanlarla teorisini ispatlamaya calissada Wegener, cagdaslari jeologlar tarafindan pek ciddiye alinmadi. Cunku o donemde bilim cevreleri, kitalarin ve okyanuslarin konumlarinin sabit oldugunu dusunuyor ve Kitalarin Ayrilmasi fikrini deli sacmasi olarak goruyordu. Wegenerin kendisine yoneltilen "bu muhtesem buyuklukteki kitalari bu kadar uzun mesafelere tasiyabilen gucun kaynagi nedir?" sorusuna tatmin edici bir cevap verememesi de teori uzerindeki suphelerin artmasina neden oluyordu.
Herseye ragmen Wegener yilmadan, usanmadan hayatinin geri kalanini teorisini ispatlamaya adadi. Bunun icin dunyanin dort bir yanina kesiflere cikip, deliller toplamaya devam etti. Nihayet 1930 yilinda meteorolojik calismalar icin gittigi Gronland`da, donarak hayata veda etti.


Aradan gecen zaman zarfinda teknoloji epey mesaf aldi ve artik gunumuzde kitalarin her sene kac santimetre hareket ettigi tespit edilebiliyor, levhalarin kesistigi yerlerin (ates cemberi) haritalari yapiliyor ve insanoglu deprempler ve yanardadaglara iliskin cok daha gercekci analizler yapabiliyor. http://pubs.usgs.gov/gip/dynamic/historical.html



1 yorum:

yakamoz dedi ki...

bilgilendirici bir blog olmuş. teşekkürler

Yangınların Faydaları